Cevap vermek mi daha zordu, cevap verememek mi?
...kolaydı: "unutmak"
Sabah uyandığında, daha iç sesleri bile konuşamadan kafein etkisi yapardı onu düşünmek. Ya da onu varlığı mı desek? Yoksa gittiğinden beri hissettiği yokluğu mu? Yokluğu hissetmek olur mu? Yokluk; var olmamak mıydı, yoksa var olanın kaybolması mıydı?
"Neden sadece soru soruyorum kendime?" diye sordu kendine. Soru sormak istemedi. "Unutmak istiyorum. Unutmak istiyorum." Aklında soru belirmesini istemeyerek devam etti, "Unutmak istiyorum, unutabilirim. Unutmak istiyorum, unututabilir miyim?" Sadece bu soruyu cevaplamak istedi. Bu sorunun cevabı diğerlerini ortadan kaldıracaktı, öyle umdu.
"Unutabilir miyim?"
"Harfler, onun adında birleşirken; bulutlu günlerde Güneş sadece onu aydınlatırken; sokak tabelalarında onun ismi yazıyorken ve çıkmaz sokaklar bile ona çıkarken ve beni kendime bile düşürüyorken; unutmak mı?"
"Cevabım bile soruyla bitti."
Sadece yazması kolaydı: "unutmak"
Yorumlar
Yorum Gönder