HAFTALIK SUÇLU

Suçlu Bilinmezi
Cinayet mahalli polis kaynıyordu. Şeritler çekilmişti. İnsanları uzak tutmaya çalışan polisler dış tarafta, olay yeri inceleme ekibi iç taraftaydı. Kanıt sayılabilecek hiçbir şey yoktu bu biraz da çevre sakinlerinin suçuydu. Polis gelene kadar basılmamış yer kalmamıştı. Ceset bir esermiş gibi çevresini sarmışlardı.
Ölen kişi 19 yaşında bir erkekti. 4 farklı yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü. Maktülün alnına bir damga vurulmuştu. 'SpK' yazıyordu. Görgü tanığı vardı ama verdiği ifade katilin kimliğine dair en ufak bir ipucu vermiyordu. "175 boylarında, normal kiloda biriydi. Yüzünde maske olduğu için göremedim; belki de maske yoktu, karanlık olduğu için onu da görememiş olabilirim. Aramızda çok fazla mesafe vardı."

Göreve Atanma
Kenan, bu aralar çözülemeyen; cinayet, adam kaçırma, darp gibi olaylar için atanmış bir komiserdi.
Kahvaltı masasına uğramadan evden çıkarken, oğlu Serkan'a harçlık verdi. Serkan 17 yaşındaydı. Serkan kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktı. Okula yürüyerek gidiyordu. Babasının çalıştığı davalara bakmayı çok severdi. Babasına davalarda yardım ettiği de oluyordu. Derslerinde de başarılı sayılırdı. Okula yine geç kalmıştı.
Kenan önündeki dosyalara boş gözlerle baktı. Olmuyordu. Bağ kurmaya çalışıyordu; ama olmuyordu. İlkbaharda da böyle vakalar vardı; ama yaz aylarında olmamıştı ve şimdi tekrar başlamıştı. Son iki ayda 3 cinayet, 2 adam yaralama ve 3 adam kaçırma olayı olmuştu. Aynı kişi tarafından yapıldığı düşünülüyordu. Çünkü her hafta aynı gün işleniyordu suçlar. Pazartesi... "Neden pazartesi, acaba çalışan biri ve pazartesi tatil günü mü? -kendi bile bu fikrin çok saçma olduğunu biliyordu- Aklında hiçbir hipotez oluşturamıyordu. Dışarı çıkıp biraz hava almak istedi; fakat içi hiç rahat değildi. Çünkü yarın pazartesiydi...

Pazartesi
Kenan çok gergin uyanmıştı. Tabi uyuyabildiği söylenirse. Serkan gelip babasının kahvaltıya çağırdı. Serkan ise çok heyecanlıydı. Bugün bir olay daha olacağına herkes gibi o da emindi. Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktılar. Kenan oğlu Serkan'ı okula bıraktıktan sonra iş yerine geçti. Çok yoğun bir koşturmaca vardı. Sokaklar devriye arabalarıyla doluydu. Halkta ister istemez endişeleniyordu.
Serkan arkadaşlarıyla öğle arasında bu seri suçlar ile ilgili koşuyorlardı. Serkan "kesin kurbanların ve kaçırılıp işkence edilip bırakılanlar hakkında bir bağlantı olmalı. Ayrıca bugünün de bunlarla bağlantılı olması gerek." Eray ise çok daha fantastik düşünüyordu " bence suçlu kafasına ne eserse onu yapıyor. İmza olarak da günlerden pazartesiyi kullanıyor" Serkan kahkaha attı "tamam Sherlock bunu git bir de polislere anlat haha"
Serkan okuldan gelir gelmez takip ettiği diziyi izlemek için odasına çıktı. Yeni bölümü aradı aradı; ama bulamadı. 'Belki henüz çevrilmemiştir' diye düşündü. Fakat diğer sayfalarda da gezince bu hafta yeni bölümün olmadığını öğrendi. Hemen oyun oynamaya girişti.
Kenan gece olduğu halde hala karakoldaydı. Acı bir haber alışılmış bir tavırla bekleniyordu. Fakat artık gece yarısını geçmişti. Salı günü olmuştu. Bu işte bi gariplik vardı. Kenan'ın aklından 'belkide kimsenin göremediği bir yerde cinayet işlendi veya adam kaçırıldı. Sabaha çıkar kokusu' diye geçirdi. Eve gitmeye karar verdi. Çok geç olmuştu.
Kenan eve geldiğinde, Serkan hala oyun oynuyordu(Fırsat bu fırsat). Kenan,Serkan'a uyumasını söyledi. Kendi de bayağı yorulduğu için hemen uyudu.
Sabah kalktıklarında hiçbir olayın olmadığını öğrendi Kenan. Çok ilginçti 'ama vardır bir nedeni' diye geçirdi içinden.

Sorusuz Cevaplar
Karakoldaki herkes rahat bir nefes almıştı; fakat Kenan eskisinden daha huzursuzdu. Sanki bu suçsuz geçen pazartesinin bile olayla bağıntısı vardı.
Serkan, arkadaşlarıyla olaysız geçen pazartesi gününü değerlendiriyordu. Kimine göre 'Artık her şey bitmişti, katil artık vazgeçmişti.' Kimine göre de 'Katilin bir tatile ihtiyacı vardı.' Serkan ise babası gibi düşünüyordu.
Serkan bu olaya kendini çok kaptırmıştı. Olayları aydınlatmak için babasına yardım etmek istiyordu. Babasının dosyalarına bakıyor, ölenler ve kaçırılanlar arasında bir bağ kurmaya çalışıyor,  fark edilemeyen ipuçları arıyordu. Bir sonraki pazartesiyi endişeyle ve heyecanla bekliyordu. Tıpkı babası gibi...

Pazartesi
  Serkan, her zaman olduğu gibi okula yine geç kalmıştı. Düşüne düşüne,  ağır ağır okula ilerliyordu. Aklı pazartesi yaşanan olaylardaydı. Üzüntü gibi değildi bu merak ve hırs karışımı bir şeydi. Aklında bağlantı kurmaya çalışsa da çok saçma fikirlerdi.
Karakol olması gerekenden sakindi. Ya da en azından Kenan böyle düşünüyordu. Var gücüyle-artık ne kadar gücü kaldıysa-çalışıyordu. Belki de herkes gibi rahatlamalıydı. Ama ihtimaller hiç hoşuna gitmezdi. Kesin bir sonuç isterdi.
Okuldan çıkan Serkan hızlı bir şekilde eve gitti. İzlediği dizinin, yeni bölümü çevrilmiş olmalıydı. Birkaç siteyi aradıktan ve birkaç spoiler gördükten sonra yeni bölümü buldu ve izledi. Tahmininden daha güzeldi.
Kenan, gece yarısında eve dönmeye karar vermişti.  Çözme işi başlı başına saçmaydı artık. Sadece bekliyorlardı. Bir olay olmamasını, iyi bir şey olarak düşünmek istedi.
Okulda yeni bölümün değerlendirilmesi yapılıyordu. 
Serkan "Guth'ın gece yarısı öldürülmesi çok ilginçti. Sezon finali gibi bir bölümdü.".
Murat "Hem de arkasından cam saplayarak öldürüldü. Sizce kim yaptı?".
Mert "Bence Casie'nin abisi yapmıştır. Sonuçta kardeşine rahat vermedi."
Serkan "Ricky yapmaz bence. O ne yaptığını gösterirdi."
Kenan bir cinayet haberiyle yıkıldı. Tüm bunlar bitti demek isterken.
Serkan, eve geldiğinde hemen bilgisayarın başına geçti. Haberleri açtığında gördüğü haber, olay çok tanıdık geldi. Haberde aynen şu yazıyordu 'Pazartesi katili, bu sefer kurbanını pazartesiyi salıya bağlayan gece yarısı öldürdüğü düşünülüyor. Alnına 'SpK' damgası vurulmuş. Görgü tanığı veya herhangi bir kanıt yok."

Durdurulamaz Suç
Kenan olayların tamamen kendi kontrolü ve tahmini dışında işlenmesini kabullenemiyordu. Olaylar arasında bağ kuramıyordu. En azından katil gibi düşünmek istiyordu -bunu hep yapardı, yeteneği buydu- ama başaramıyordu.
Serkan'ın, genelde suçlulara olan nefreti; sempatiye dönüşüyordu. Kendi farkında olmadan onun zekasını özeniyordu. Katilde kendini çeken bir şey vardı. Ama neydi?
Artık okulda uyarılar yapılıyordu her gün. Gece saatlerinde evlerinde olmaları gerektiğini,  tek olarak gezilmemesini... Resmen tehdit haline gelen bir suç dehası vardı karşılarında.

Kontrollü Düşünmek
Kenan, Serkan'ın olaylara dahil olmasını hiç istemezdi. Buna rağmen yardımı dokunacağını bildiği için Serkan'ı da dahil etti. Kenan Pazar günü evde olacaktı ve gün boyu Serkanla fikir alışverişinde bulunacaklardı. Serkan 17 yaşındaydı ve yaşına göre büyük bir çocuk değildi. Tam olması gerektiği gibiydi. Babası gibi mantıklı ve olası durumları göz önüne alıp  değerlendirme yapabiliyordu.
Birlikte, işlenen tüm cinayet ve kaçırma olaylarının raporlarına, fotoğraflarına baktılar. Bağlantılı olabilecek ortak noktaları aradılar. Pazartesi en büyük ortak noktaydı; ama niye? Kenan "Kurbanlar arasındaki ortak noktayı çözemediğimiz sürece, katilin bir sonraki hedefini tahmin bile edemeyiz." dedi. Serkan "Acaba 'SpK' damgası katilin kendine veriği isim değil de öldürdüğü veya kaçırdığı kişilerin sapık olduğunu söylüyorsa?" diye cümleyi tamamlamadan soru sordu.
Kenan "Kurbanların sicilinde herhangi bir kayıt yoktu, ayrıca çevrelerince de iyi insanlar." biraz sustu ve devam etti "Belki de 'SpK' damgası, sapık demek değildir. 'SpK' damgasının ilk ve son harfinin büyük olması 2 kelime olmasını muhtemel kılıyor."

Pazartesi
Kenan iş yerinde oturuyordu, düşünüyordu, kahve içiyordu, düşünüyordu, düşünüyordu. Yapabileceği tek şey bir sonuca ulaşana kadar düşünmekti. Günün stresiyle bu durum iyice zor bir hal almıştı.
Serkan okulda derslerine pek kafasını veremiyor, cinayetleri düşünüyordu. Son derst de bittiğinde eve döndü. Hemen bilgisayar başına geçti. Dizisinin yeni bölümü yayımlanmışsa hemen izlemek istiyordu. Fakat daha çevrilmediğini gördü. 'Sherlock' dizisinin bir bölümünü açtı. Diğer dizinin yeni bölümü gelene kadar izleyecekti. Sherlock'un her bölümünü onlarca defa izlemişti; ama izlemeye devam ediyordu. Çünkü acayip hayranıydı. Her kitabını okumuştu. Sadece Sherlock Holmes hikayelerini değil,;Agatha Christie ve Edgar Allan Poe'nun dedektif serilerini de okumuştu. "Üniversitede dedektiflik bölümü olsa da gitsem" gibi çocukça bir hayali bile vardı. Sherlock dizisinden 2 bölüm izledikten sonra beklediği dizinin yeni bölümü yayımlandı. Hemen izledi, sezon finalinden bir önceki bölümdü.
Ertesi gün okula gittiğinde çok heyecanlıydı. Dizide yaşanan esrarengiz olayı, o ilginç cinayeti ve sezon finalinde neler olacağını tartışmak istiyordu arkadaşlarıyla. Ama hevesi kursağında kaldı. Bir arkadaşı o gün okula gelmemişti. Diğer arkadaşı ise erken uyuduğu için yeni bölümü henüz izlemediğini söyledi. Ayrıca Serkan'a spoiler verirse küseceğini söyledi. Serkan küsmek lafını her duyduğunda gülerdi. Onun için bu laf çocukça bile değildi. Ama zaten spoiler verilmesinden de vermekten nefret ederdi. Yarın  konuşup, değerlendiririz deyip ayrıldı iki arkadaş.
Eve geldiğinde babası yoktu. Zaten saat da erkendi. Serkan biraz ders çalışmak istedi. Uzun zamandır ders çalışmıyordu ve yazılılar yaklaşıyordu. Biraz ders çalıştıktan sonra uykusu geldi-ders çalıştığı için değil tabii ki- ve uyudu.
Kenan eve geldiğinde saat gece 11'e geliyordu. Biraz fazla ses çıkarmış olacak ki Serkan uyanıp salona geldi-gönül isterdi ki villa olsun, üst kattan  aşağı insin- sonra "Bugün haberlere bakamadım, uyumuştum şimdi uyandım." dedi ve gözlerini ovuşturduktan sonra ekledi "Yeni bir olay veya cinayet var mı?" Kenan huzursuz bir şekilde "Evet, bir cinayet. Fakat bu çok ilginç." dedi ve koltuğu işaret etti "Otur da anlatayım." Serkan hemen oturdu, uykusu çoktan kaçmıştı. Kenan anlatmaya başladı "Sevgili olan bir çift kaçırılmış. Kızın eline; her biri 1 kg olan, ipe bağlı halde 11 tane demir gülle tutturulmuş. Erkeğin eline ise; her biri 2 kg olan, ipe bağlı halde 11 tane demir gülle tutturulmuş. Her kim elinde bir gülleyi bırakırsa karşı tarafın ayak parmaklarından biri kesilecekmiş. Hepsini ilk düşüren karşı tarafı kaybeder demiş. Belli bir süre geçtikten sonra kız elindekileri birer birer bırakmaya başlamış. Katil ise her gülle düştüğünde erkeğin ayak serçe parmağından başlayıp kesmeye başlamış. Erkek olan o kadar fazla acıya dayanmaya ve elindeki gülleri bırakmıyormuş. kızın elinde 3 gülle kalmış. Sonra bir tane daha düşürmüş. Katil gelip erkeğin ayak başparmaklarından birini de kesince artık hem acıdan hem de dengede duramadığı için çocuk yığılmış yere. Erkeğin elindeki bütün gülleler yere değmiş anlayacağın ve katil kızın kafasını kesmiş çocuğun gözü önünde. Bunları bize şoktan çıktıktan sonra, erkek olan anlattı. Çocuğu öldürmemiş katil. Sadece kızı öldürmüş. Çocuğun dediğine bakılırsa 10 top parmakları, 11.top kafayı kesecekmiş." Kenan hiç çekinmeden fotoğrafları Serkan'a gösterdi. Fakat Serkan hiçbir şey söylemiyordu. Adeta donup kalmıştı. Kenan bunu fark edince, bu kadar ayrıntılı anlattığı ve fotoğrafları gösterdiği için pişman olmuştu. Serkan'ı hastaneye götürdü. Doktor "Bir şok geçirmiş olabilir, eve götürün ve dinlenmesini sağlayın okula da gitmesin. Kısa sürede geçeceğini umuyorum" dedi. Kenan hemen eve getirdi Serkan'ı ve yatağına yatırdı. Sabaha kadar başında bekledi. Tabii Kenan da uyuyakalmıştı Serkan'ın başında.

Hafta İçi
Serkan sabah uyandığında kendindeydi. Babası ona iyi olup olmadığını, yanında kalabileceğini söyledi. Serkan iyi olduğunu söyledi. Kenan kahvaltıyı hazırladı, bir şeyler atıştırıp gitti. Serkan, kahvaltısını yavaş yavaş yaptı. Aklı, dün gece babasının anlattıklarındaydı. Serkan gün boyu olayları düşündü. Akşam babası gelince onunla konuşması gerektiğini söyledi; ama Kenan çok yorgundu. Serkan "Yarın konuşuruz baba. Sen uyu dinlen. Ben de dinleneyim." dedi
Ertesi sabah birlikte kahvaltı yaptılar. Çarşamba günüydü. Serkan dinleneceği için okula gitmedi. Kenan ise olaylar hakkında konuşmak ve düşünmek için evde kaldı. Kahvaltı yaptıktan sonra, Kenan'ın çalışma odasına geçtiler. Gün boyu konuştular, düşündüler, tartıştılar. Sadece o gün de değil ilerleyen günler böyle tekrar etti.

Pazartesi
Serkan ilk ders olan yazılıya biraz geç kalmıştı. Zaten basit bir dersti, o kadar önemli değildi. Yapabildiği kadar yaptı. İlk ders, yazılı biter bitmez Serkan okuldan çıkıp eve geldi. Odasına gitti ve dizinin sezon finalini aramaya başladı. Hem de İngilizce olan sitelere bakıyordu. Yabancı sitelere düşer düşmez hemen izleyecekti, İngilizce altyazılı. İngilizcesi biraz iyiydi. Dizi izleye izleye hafif olsa da anlıyordu. Öğle zamanı saat 1 de buldu sezon finalini hemen izledi. Şu ana kadar izledİğim en iyi bölümdü diye düşündü. Harikaydı. Nasıl böyle bir senaryo yazabiliyorlardı, aklı almıyordu. Hemen tüm Türkçe dizi sitelerine girip spoiler yazmaya başladı. Herkes böyle yapıyordu demek ki-İngilizce izleyip spoiler yazıyorlardı- Sezon finali bölümünün yayımlanacağı her sayfaya onlarca farklı spoiler yazdı. Bir ara kendinden utandı; ama bir kez yazmaya başlamıştı. Yazdıkça yazdı. 
En büyük olayı en başa yazmıştı: "Jerry pizza sipariş ediyor. Ricky Jerry'nin evini izliyordu birkaç bölümden beri. Pizzacı gelince ona çok yüksek miktarda para veriyor ve pizzayı kendisi teslim etmek istediğini söylüyor. Pizzacı kabul ediyor haliyle. Ricky pizzanın içine uyku ilacını ezip serpiştiriyor. Ricky şapka takıyor ve Jerry'nin zilini çalıyor. Hava yağmurlu olduğu için Ricky'nin yüzüne pek dikkat edemiyor Jerry. Pizzanın arasını ödüyor ve alıyor. Televizyonun karşısında pizza yerken gözleri kararıyor ve yığılıyor. Ricky bir süre bekledikten sonra içeri giriyor ve Jerry'yi bağlıyor. Jerry uyanıyor. Ricky, şu ana kadar öldürdüğü Jerry'nin yakın çevresindeki insanların ölüm videolarını izletiyor. Sonra Jerry'yi küvette boğarak öldürüyor."
Akşama doğru saat 6 gibi sezon finali Türkçe yayınlandı. Neredeyse her izleyen kişi Serkan'a-sitelerde gerçek adını kullanmıyordu- hakaret etmişlerdi. En büyük nedenleri ise Jerry'nin filmde en çok sevilen karakter olmasıydı.
Gece 10 gibi kapı çaldı. Serkan kapıyı açtığında bir adam siparişleri getirdiğinden bahsediyordu. Serkan sipariş vermediğini söylemesine rağmen, siparişleri getiren adam ısrar ediyordu. Hatta sonra adam yumuşak ve ikna edici bir tonla "Ücretin zaten ödendiğini söyledi. Almamanız hata belki bir sevdiğiniz ısmarlamıştır." dedi. Serkan da aldı. İçinde döner, patates kızartması ve ayran vardı. Zaten sabahtan beri bir şey yememişti. Hemen mutfağa gidip yemeye başladı derken gözü karardı ve sandalyeden düşüp yere yığıldı. Bir süre sonra ön kapıyı kurcalayan bir adam içeri girdi. Bu adam siparişleri getiren kişiydi. Serkan' salonun ortasına getirdi ve sandalyeye bağladı. Serkan uyandığında karşısındaki televizyon açıktı ve adam bir şeyler ayarlıyordu. Serkan'ın uyandığını görünce, televizyondan bir cinayet videosu açtı. Tam izlerken Serkan adama "Kim olduğunu biliyorum Spoiler Katili" dedi ve devam etti "'SpK' damganın anlamı bu değil mi ve şu an bana bütün cinayetlerini izletmeyi düşünüyordun." Adam afallamıştı bir an kıpırdayamadı. Sonra Spoiler Katili "Evet çocuk çok doğru. Sizin gibiler yüzünden izlediğim tek şey bile tat vermiyordu. Zaten hep şiddete eğilimim vardı tedavi görüyordum. Ama artık duygularımı bastıramadım. Belki sen olayımı çözdün; ama yine de öleceksin." dedi. Serkan adama baktı ve "banyo küvetinde mi?" dedi. Adam keskin bir gülümsemeyle "Evet küvette boğacağım ve emin ol en büyük zevki şimdi yaşayacağım." dedi ve Serkan'a doğru ilerledi. Tam o sırada en yakın odadan Kenan ve diğer odalardan bir sürü polis çıktı. Kenan hemen adamın üzerine atladı ve yakaladı. Polislere hemen onu polis aracına bindirmelerini söyledi. Hep beraber emniyete gideceklerdi. Banyodaki polislerde olaylar bittikten sonra çıktılar. Olayın oraya varmaması için banyo polis kaynıyordu. 
Salı günü babasının anlattığı gülle cinayetini önceki gün dizide izlediği için şoka girmişti Serkan. Sonra bu olayı iyice düşünmüş ve babasına bu seri cinayetlerin sadece bir diziden kaynakladığını anlatmıştı. Kenan bu kadar basit olduğuna şaşırmıştı. Fakat katil işin inceliklerini biliyordu, bunu inkar etmiyordu. Ondan sonra Serkan kendinin yem olmak istediğini babasına söylemiş; ikna etmesi 3 gününü almıştı. Sonra hızlıca planlar yapılmıştı. Serkan bu yüzden okuldan erken gelip sezon finalini izlemiş, aklının alabildiği her ayrıntıyı spoiler olarak tüm dizi sitelerine yazmıştı. Sonra sadece, profesyonel katilin diziyi izlerken en büyük ve ilk sıralarda yazan spoilerları görüp, yazan kişinin-yani Serkan'ın- adresini bulup olayların gelişmesini beklemek kalmıştı.
Katil çok zeki, bilgisayardan üst derecede anlayan bir bilgisayar teknisyeniydi. Kenan'ın evinde suçlarını bizzat itiraf etmiş-videoya alınmıştı operasyon- ve yanında getirdiği, işlediği bazı cinayetlerin video kayıtları da eklenince yoruma açık bir şey kalmamıştı. Cezası en ağırlaştırılmış şekilde olmuştu. Kenan uzun zaman sonra ilk kez rahat bir nefes almıştı. Vatandaşlar-özellikle anne ve babalar- çok rahatlamışlardı. Serkan ise sezon finali olmuş dizinin, yeni sezonunu heyecanla bekliyordu.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar