Yerle Bir Olan Gökyüzü
' Gökyüzü, uçsuz bucaksız gibi görünüyor. Havada biraz rüzgar var; ama gökyüzü karanlık ve tertemiz. Bir süre daha böyle kalıyor ve ufukta küçük bir bulut beliriyor. Etrafına bakınıyor ve kendisinde başka hiçbir bulutun olmadığını görüyor. Herhangi bir tepki gösteremeyecek kadar küçük olduğunu düşünüyor. Gökyüzünde süzülmeye devam ediyor. Ufukta kayboluyor...
' Ormanın derinliklerinde bir kurt, acıkmış vaziyette dolanıyor. Ses çıkarmayacak, en yüksek hızıyla geziyor ve tarıyor etrafını. Uzun zamandır bir şey yemediği için gücü tam yerinde değil. Kulakları, kendi sesinden başka bir ses arıyor. Bir çalının arkasından ses geliyor ve sesin yaklaştığını farkediyor. Saldırmak için hazırlanıyor; ama avını görmeden saldırmayacak kadar da temkinli davranıyor. Çalının arkasından başka bir kurt çıkıyor. Çalılardan çıkan kurt, tanıdık geliyor ve arkadaşı olduğunu anlıyor kısa sürede. Arkadaşıyla karşılaştığına seviniyor. Yiyecek bulamadığı için de üzülmüyor. Arkadaşına katılıyor. Belki birlikte avlanabilirler. İki dost, ormanın derinliklerinde kayboluyorlar...
' Gece vakti; perdeler açık, dışarıdan gelen ışıklarla hafifçe aydınlanıyor oda. Sanki derin bir sessizliğin olmaması için birbirleri ardına konuşuyor iki kişi.
-Herhangi Biri:Neden içine kapanık davranıyorsun? Gidip konuşmalısın. Bir şeyler hissettiğini anlatmalısın ona.
-Bir Arkadaşım:Bu, öyle hemen konuşulacak bir şey değil. Bir şeyler hissettiğim doğru; ama ne hissediyorum? Seni severim, bilirsin. Seni de sevdiğimi hissediyorum, dostum. Ailemi de öyle. Anlıyor musun? Ona karşı neler hissettiğimi kendim bilmezken, ona söylemem doğru gelmiyor.
Derin bir sessizlik oldu. Sabah olup, kuşlar cıvıldayana kadar sürecek kasvetli bir sessizlik...
"Sabah olduğunda;
Bulut çoktan diğer bulutlarla buluşmuştu. Kendi aralarında gürlüyorlardı.
2 kurt sonunda avlanıp, karınlarını doyurmuşlardı. Mutlu bir şekilde uyuyorlardı.
Bir arkadaşım ise; kendisinin aslında ben olduğumu, hala kabul etmek istemiyordu."
' Ormanın derinliklerinde bir kurt, acıkmış vaziyette dolanıyor. Ses çıkarmayacak, en yüksek hızıyla geziyor ve tarıyor etrafını. Uzun zamandır bir şey yemediği için gücü tam yerinde değil. Kulakları, kendi sesinden başka bir ses arıyor. Bir çalının arkasından ses geliyor ve sesin yaklaştığını farkediyor. Saldırmak için hazırlanıyor; ama avını görmeden saldırmayacak kadar da temkinli davranıyor. Çalının arkasından başka bir kurt çıkıyor. Çalılardan çıkan kurt, tanıdık geliyor ve arkadaşı olduğunu anlıyor kısa sürede. Arkadaşıyla karşılaştığına seviniyor. Yiyecek bulamadığı için de üzülmüyor. Arkadaşına katılıyor. Belki birlikte avlanabilirler. İki dost, ormanın derinliklerinde kayboluyorlar...
' Gece vakti; perdeler açık, dışarıdan gelen ışıklarla hafifçe aydınlanıyor oda. Sanki derin bir sessizliğin olmaması için birbirleri ardına konuşuyor iki kişi.
-Herhangi Biri:Neden içine kapanık davranıyorsun? Gidip konuşmalısın. Bir şeyler hissettiğini anlatmalısın ona.
-Bir Arkadaşım:Bu, öyle hemen konuşulacak bir şey değil. Bir şeyler hissettiğim doğru; ama ne hissediyorum? Seni severim, bilirsin. Seni de sevdiğimi hissediyorum, dostum. Ailemi de öyle. Anlıyor musun? Ona karşı neler hissettiğimi kendim bilmezken, ona söylemem doğru gelmiyor.
Derin bir sessizlik oldu. Sabah olup, kuşlar cıvıldayana kadar sürecek kasvetli bir sessizlik...
"Sabah olduğunda;
Bulut çoktan diğer bulutlarla buluşmuştu. Kendi aralarında gürlüyorlardı.
2 kurt sonunda avlanıp, karınlarını doyurmuşlardı. Mutlu bir şekilde uyuyorlardı.
Bir arkadaşım ise; kendisinin aslında ben olduğumu, hala kabul etmek istemiyordu."
Yorumlar
Yorum Gönder